Annelerin Çocuklara Davranışları Nasıl Olmalıdır ?
Çocuk dünyaya gözünü açtığı andan itibaren anne sevgisi ve kokusunu tanır. Günümüzde anne kutsal bir görev sahibidir. Çocuğunu 9 ay karnında taşır ve dünyaya getirir. Anne bu 9 aylık aşamada çocuk ile arasında kurmuş olduğu duygusal bağ nedeni ile babadan daha çok çocuğun hayatında rol üstlenmektedir. Bunun sonucu olarak bir çocuk babadan daha çok anneye muhtaçtır.
Anne çocuğunu yetiştirirken yalnız başına en etken rolü üstlense de babadan destek alabileceği birçok konu vardır. Yine de anne tek başına çocuğu yetiştirmede yeterlidir. Peki Annelerin çocuklara davranışları nasıl olmalıdır?
Anneler çocukları ile beraber belli yaşa kadar 24 saatini beraber geçirir. Bu sebepten dolayı çocuğun ilk öğretmeni annedir. Anne çocuğuna neyi aşılarsa çocuk onu öğrenir. Annelerin çocuklara davranışları nasıl olmalıdır? Sorusunun cevabı bu noktada önem kazanmaktadır. Annelerin çocuklarına davranış biçimlerini inceleyelim.
Annenin baskıcı tutumu çocuğu içine kapatır. Duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanan çocuk zaman içerisinde içine kapanık, agresif, şiddete eğilimli bir hal almaktadır. Bu sebepten dolayı çocuğa hiçbir şekilde baskı kurmadan olayları sebep-sonuç ilişkisine dayandırarak çocuğun anlayacağı bir dille çocuğa ifade etmek çok önemlidir.
Bir diğer anne örneği aşırı koruyucu, aşırı kaygılı ve aşırı seven annedir. Bu tip annelerin çocuğu hangi şartlarda ne yaparsa yapsın anne için çocuğu haklıdır. Çocuk bebeklikten itibaren etrafını keşfetmeye başladığı andan itibaren annenin eli ayağı gözü sürekli çocuğun üstündedir. Ufak engellerde çocuk düşmesin diye önünde hiçbir engel bırakmaz. Örneğin sürünme çağında bir bebek yastığın üzerine çıkarken anne bundan tedirgin olur ve o yastığa çocuğunun çıkmasına asla izin vermez. Anneye göre çocuk oradan düşerek canını acıtacaktır; bu bir hatadır. Çocuk ona kendisi karar vermelidir ve verir. Çocuğunuz sizin çiçeğiniz, sevginiz de onun suyudur. Unutmayalım ki çok sulanan çiçek zaman içerisinde hayatından olur.
Annelerin aşırı reddedici ve aşırı kabulcü tutumu da çocuğu felakete sürekler. Çocukta ifade yeteneği dile döndüğü zamanda sürekli bir şeyler istemeye başlayacaktır. Bu tüm çocuklar için böyledir. Çocuğunuzun her istediğini koşulsuz bir şekilde almaya başladığınız an çocuğunuzda şu his uyanacaktır: istediğim her şey oluyor olacaktır. Ama hayatın böyle olmadığını ona öğretmediğiniz için bunları düşünecektir. Aşırı reddedicilik de böyledir. Bu defa çocuk olması gereken kendisi için lüzum olan bir şeyi bile istemeyecektir.
Kısaca özetleyecek olursak çocuğunu olumlu yetiştirmek isteyen anne çocuğuna davranışlarını ince eleyip sık dokuması icap etmektedir. Çocuğunuz her şeyin bir bedeli olduğunu, hayatta tek başına aşması gereken engellerin olduğunu ve en önemlisi annesinin ileride yanında olmayacağını anlamalı ki siz olmadığınız zaman kendi ayakları üstünde durabilsin. Çocuğunun fikrine saygı duyan çocuğunun engelleri aşmasında; engelleri kaldırarak değil de engeli nasıl aşacağını öğreten anne çocuk yetiştirmede istediği hedefe ulaşmış demektir.